Onun Adı Başka Şey Olacak
0
ONUN ADI BAŞKA ŞEY OLACAK...
Meçhulleşmiş bir soğuk şehrin güneşinde gördüm seni...
Işıldıyorsun ve parlıyorsun ay ışığı gibi sanki...
Ve rüyalarımın en akla sığmaz hayallerime inat senden ayrılıp yine o şehre gidiyorum.
Bana kendini tanıttırdığın için teşekkür etmiyorum.
Bir bukle demet çiçek gibi sana gülüyor ve seni yad ediyorum...
Sen hayallerime süslenmemiş sokakların en lirik son duraklarında bekliyorsun belki de...
Yüreğim sana geliyor ama ayaklarım başka şehirlere gidiyor.
Belki de sen bu yazıyı okurken ben bir yolun kenarında beni bekleyen hayallere doğru istemeyerek ama gıpta ederek gidiyorum.
Gecenin sonu oldu artık.
Kanıyorum ve kanatıyorum yüreğimi.
Beni bekleyen yarınlar var mı bilemiyorum ama o yarınlarda ben senle güneşe bakmak istiyorum.
Sınırsız ruhların beşiğinde sallanmış düşlerim vardı belki de.
Bir bar köşesinde son kadehimde saklanan sensizliğin bir bedeli ya da...
Gitme diyorum sana gitme...
Gittiğini bilerek gitme işte o diyarlara ve uçma o kanatsız kuşların kanatlarında...
Dinecek acılarımın düşüncesinde içiyorum sigaramı.
Belki bugün bir mazi olacak birgün.

Yad eder misin beni bu tarihlerde?
O yeşil gözlerine inat bakar mısın seni bıraktığım o meskun şehirlere?
İzler misin beni o semadaki varlıkla yokluğun belli edilmemiş en son kanıtı olan ay gülümseyişinde.
Bana içten güldün mü bilmiyorum.
Yüreğine dokundum mu onu hiç bilmiyorum.
Yarım kaldım artık ben bu şehirlerde.
Yokluğuna yazılmış satırlarım, cümlelerim, hayallerim ve kavuşma aşkım var.
Sen gaibin güneşi işte gidiyorsun...
Söz verdiklerimin anısına, hayallerimin arkasında ve aniden gelen kalp atışlarımda seviyorum seni.
Bırakıp da gitmeyen bir düşüncenin arkasına sığınıyorum senin için.
Bir beyhude koşuda mıyım bilmiyorum.
Bu sefer sevgimde inatlaştım.
Sonuna kadar bu kalbin sana bağlı bir yarım adada saklı kalan bir mercan tanesi gibi saklı kalacağını unutma sakın.
Tamam mı diye sorularına karşılık tamam demiyorum bu kez.
Benim tamamlanmamış düşüncelerimin kadınısın sen.
Olmak ya da olmamak adlı düşüncelerimin ardında sana bakıyorum artık.
Bu hayat seni bana izlettirmek zorunda.
Yoksa yaşanması mümkün olmayan düşüncelerin dalgasında boğulurum.
Bu seferlik sana elveda demiyorum işte.
Elveda dediğim kavrama inat sana el sallamıyorum.
Tokalaştığımız günün inadına gözlerine bakmıyorum.
Bir inat uğruna seviyorum demiyorum inadına.
Sevmek için sevmek anlamını da çıkartmıyorum.
Sadece ama sadece bu şehirlerin beni ve seni eşsiz kıldığı diyarlara inat türkü söylemeye çalışıyorum.
İşte duyuldu bir ses! O ses ne acaba?
Duyup da söyleyemediğim ses işte.
Seni sevmek için değil benimsediğim için seviyorum sesi...
Yazı Alıntıdır.
Seslendirme : Mert Topuz